6 Ocak 2015 Salı

Felaketsin Sen Sevdiğim...
****************************************************************

Ne kadar hoştur güler gibi bakıp kaçmak
Gönlü dertle kanıyor gibi yapmak
Elden avuçtan kaçıp uzaklara
Dökülen emeklere kurşun sıkmak

Ne kadar kolaydır bir duvarı yıkmak
Ezerken kuralları sınır tanımamak
Peki ne bu derdin senin ey dost?
Nedir sevgiye karşı surlar kurmak...

Akıyor çağlayan gönülden yaşlar ırmak ırmak
Marifet olmuş ihanet ve kalp kırmak
Antika oldu sarıp sarmalamak...
Varsa yoksa, fırçalarla insan karalamak...

Oysa kolaydır; kötülüğe zincir vurmak
Zorluğa göğüs gerip önünde durmak
İçinde kinden çok sevgi tutup
İnsanın yüzüne mutluluk saçmak

Ne kadar boş bu gözler şimdi
Söyle esip geçen rüzgar nereye gitti
Girdap gibi kendine çekti..
Aşk felaketi dünyamın içine etti...

Bir nefes gibi oluyorsun artık gözümde
İçime çekmesem olmaz, bırakamam seni
Vazgeçmem gerek yine de
Ben istedim ölümüne sevmeyi, seni haketmeyi

Layığın değil mişim kör cehenneminde senin!
Gidiyorum ya ben senden, utanma! Sevin!
Ne olduysa.. Hep sen istedin!
Nasıl oldu anlamadım... Bu kadar kini nerede besledin!..

Sevin ya sevin..
Esiri olmuşum kör kütük sevginin...
Duyduğum sarhoş ezginin
En nadide notası sen idin...

Utanma ve atıl başka kollara,
Cevabım yok aklındaki saçma sorulara..
Benim beklentiğim tam burada...
Seni tutsak ettiğim o kör, o derin kuyuda! Burada!..

Kaç git şimdi benden..
Tutmamıştın zaten ellerimden
Düşen bir damlasın gözlerimden
Biliyorum, hiçbirşey anlamıyorsun sözlerimden...

Sen beni aldın ya benden
Kapalı kal! Çıkama o nezaretten
Belki biraz pay edersin kendine nezaketten...
Sonuçta tek kurtulan sensin bu felaketten.
---------------(Sude Bu kısımdan sonrasına eski şiirleri tekrar ekliyorum :) )--------

© Ersen Filiz 2014-2017

Bozgun Yeli


Yanarken çatır çatır, senin için
Eridi de bitti, yitti içim
Sıkmaktan kırıldır her bir dişim
Kalbim artık parıldayan bir cisim
Senin adına çalışıyordu her hissim
Durduramadım kendimi, gönül veryansın etsin
Uğruna kendimi değiştirmeye adadığım tek "insan" sensin
Evrende eşin yok, sen hep teksin
Seçtiğin kişi de şanslı, sen değerlisin
Tüm yüreğimle sevdim seni :
İte-kaka yolladın beni,
Çok sevdim, ama; belki...
Sevgimden unuttum kıymetini
Bilemedim pahasız değerini
Kimse tutamaz ki yerini
Kim bilir "NE" zaman duyarım sesini
Getiremiyorum dizelerin gerisini...
Baraj kurdun önüme, göremem ötesini
Pekiyi, anlatayım gerisini :
Baraj engeller her nefesimi
Gelip geçse de aşkımın bahar mevsimi
Ellerinden, gözlerinden geçirdim her mevsimin meyvesini
Çünkü seninle güzeldi; Gezdirdin, aşkının her köşesini
Gösterdin; Aştım sana çıkan her tepesini...
Şiirlerimi sel diye yağdırdım, kapladı tüm deresini
Aşk Diyârı'ndaki şelâledeydim, Ay yüzlüm "Düşme" diye geldi
Tut da kurtar, dediğimde bırakıverdi elimi
Kaybettim meleğimi, sonsuz boşluğa terketti beni
Uçuşturdu yaprakları, Kalbimin derin sesi
Yıktı da ardına kattı; Dağı, Taşı, Tepeyi !..
Gönlümün meltem yüzlü, fırtına yürekli; "Bozgun Yeli" !!!
Seni kırmamaya tutarken son nefesimi...
Kalmadı görünürde dik duranlardan
Gözlerimin önünde herşeyin savrulduğu bir an
"NE"ydi o ? Bulutlardan aşağıya, bana doğru sarkan !..
İşte o sensin, gülümsüyorsun Nagihan !..
Tebessüm ettim bir umutla, herşey duraksadı o an
Göremedim etrâfı ama; Sanki bendim savrulan
Bir nidâ attım nâgihan :
"Uyandır beni bu rüyâdan,
Kavuşamayıp baktığım deryâdan !"
Ama NE gelen giden vardı, NE dürtüp uyandıran
Bekledim seni bi'çare, Neredeydin Nagihan !..
Geçip gittin üstünden, şiire boğulmuş nehirden
Üstündeki köprüden, Asıldığı ipler yapıldı Umut Edişimden,
Uzatıyorum köprüyü hep, yeni kanallar açıyorum şiirlerden,
Nehirler şiirlerden iken, yollar türettim önüne; Bekleyişimden...
Belki unutmak istercesine, Vazgeçmeye çalıştım sevgimden
Nehirler göl olurken; Kin-Nefret arındı köprüden
Arkadaşlığımın asma ipi; Yapılmıştı "Güven"den
Sana o kadar  yandım ki; Sağlam kaldı sadece, "Bekleyişten Köprüler"
Buna kızan dedikoducu şerefsizler; "Köprümüz"e geldiler;
El birliğiyle "Güven Direklerimiz"i, Yıkıp Geçiverdiler !..
Koyduk listenin başına, darısı senin başına, bul ki bir sevgili, ortak olsun aşına
Benim gönül kayıp artık, çekip gitti başına, O'nun adı kazılı, Kalbimin her yanına
Thank you past,
You changed me fast
She have no trust
I tried to excuse for past
Mistakes pushed me to suggest
How to prove it best ?
Pain is a different taste
Let's join a test
Who'll write best text
Listen to my Chest
How it works with You ? Strongest ?
In there : It's My Love's Fest
Please, Don't try to escape from that
We haven’t prepared yet ?
I hate this felt
In my life, You always best
I hate haste
Please.. Please rest
Think spotless with your feelings
Do it, I need it... Please..
Please talk with me, don’t create a hassle
How can i rescue you from that castle
Please read my epistle
In my heart, I’m listless
Be’coz I want taste the LOVE with only YOU,
To see HAPPINESS !
My heart is broken and mess
Benden bu kadar sabır artık, ne olur bu kırgınlığı kes...

(The Longest Poem of Me)
Bil ki ben çok yoruldum
Yine olsa koştururdum
Hâlâ var bir umûdum
Eskiden en iyi dostundum...

Bıktım geçmişten
Barışıp küsmekten
Görmek isterken
Kaçmak son yolum...


Bırakırım peşini de
Sen ne dersen de
İstesen de, istemesen de
Seveceğim yine de

Kalmak istersen geride
Az yol varken ileride
Sadece biraz değişip de
Dost olacaktık tekrar seninle

Ben seni düşünürken
Sen unutmaya çalıştın
Ben barışacakken,
Sen küsmeye alıştın...

Özür dilerim istediğin kadar
Küssek biz; neye yarar
Yol ayrımı değil Pazar,
Dostluktaki kavşak mezar...

Hayallerin üstünde
Sevmek istemedim
Bir hoşlanma kıvılcımının
Yangınını düşünemedim

Beklerken ardında
Sen başkasına sarıldın da
Düşünmekten vazgeçmedim,
Hep sen vardın aklımda

Sanki sen sordun da,
”Beni çok sevdin mi”,
Cevap veren yoktu tabî
Arkadaşına küstün ki

Beni kimse anlamıyor
Ben de anlayamadım ki
Sevginle coştum ama,
Sana kıyamam ki...

Hor görülmek neden
Suçlu mu her seven
Düşerken gözlerinden,
Kirpiğine tutunmaya kıyamadım...


Sayamadım mektupları
Avcum kadar cevapları...
Üzmeden insanları
Nasıl yaklaşsam gönlümün baharı
Şimdi kızgınsın bana
Küslük bitti gibi olsa da
Aradaki açıklar dolsa da
Sandalyen hep boştu masamda

Senden nefret ettim ama
Sebebi sensin sanma
Kalbin temiz aslında;
Davranışımla, hareketimle, tipimden...

Tam barışacakken
Bıktık artık engellerden
Geçmişi unutup da;
Yeniden başlarken...

Tanımazlar ikimizi;
Üzmeyelim birbirimizi
Canımdan çok severken seni;
Yönelttim dostluğa tüm sevgimi

Yorgunken hasretten
Bıktık yalan, nefretten
O sözü bendim hak eden
Yanlışlar olduysa; Hepsi eskiden...

Belli oldu insanlar
Uzaklaştırıldı ara bozanlar
Sana bir borcum var;
Şiirlerimi konuşuyor ozanlar

Beklerken bi’ çare
Gönlümde binlerce hâre
Yok bize bir çare
Belki de bahtsızlık bende...

Koşturmak belki zulüm bize
İyilik istedim ikimize de
Saklanıyorum şimdi de
Keşke saklasaydım seni de

Uçsun gemiler, Yüzsün planörler
Gezinsin sevgililer
Yağsın günışığı, Yağmurla serinler
Yükselsin denizler...

Dünyam döndü tersine
Cehennem artık Ersen’e
Döndüm deli bir serseme
Sadece bir cevap versene

Sinirliyken çok sevimlisin
Söyle Ersen nasıl özür dilesin
İnsanlar diş bilesin
Kıskançlık onları tüketsin

Düzenekler kurulu altımda
Sen benimdin, düşman ettiler,
Ben senindim, pişman ettiler,
Âşıktım; ziyan ettiler!

Kaçıp uzaklara gidelim
Oturup biraz dertleşelim
Daha güçlenip sertleşelim
Kendimizi hiç ezdirtmeyelim!

Bıktım yoruldum,
Kızarıp da soğudum,
Sinirlendim, neye yarar
Ama unutmam payidar...

Hep anlayışsız insanlar
Çevremizde dolanıyorlar
Seni kullanıyorlar
Beni bu yüzden dışlıyorlar...

Farkına var artık biraz
Sevim hiç etti mi itiraz,
Sıktı boğdu beni ihtiras
Senin iyiliğine çalışmak en büyük haz

Bekliyorum affını yine de
Boğuluyorum keder içinde
Mutsuzum yazılı kader içinde
Yalnızlık itiyor hasrete...

Seni istiyorum
İyi olduğunu biliyorum
Eşin benzerin yok senin;
Sana değer veriyorum

Seni kullanmak istiyorlar
Beni uzağa itiyorlar
Aşağılık, kötü diyorlar
Hak ettim; zulmediyorlar.

Terk et git sen de
Kandırılıp da hata yap diye
Dökülsün şiirler denize
Ulaşsın olduğun sahillere


Unutmak istesem de
Son dostlar sizsiniz benle
Çare mi vardı bana göre
Özürden başka bir şey ile...

Özledim eskileri
Ama hepsi geldi geçti
Unutalım geçmişi
Çünkü delip geçti bizi

Yeni sayfalar yol olsun
Bu şair size yorulsun
Kötülükler kovulsun
Yaralar sarılıp ovulsun...

Sevmek istemiyorum
Aşk ne kadar güzelse de
Eskiyi özlüyorum,
İkimizi de üzmesene..

İnsanlar âleminde
Rastlanmaz sen gibisine
Yaptıklarımızın bedeli de
Ödendi ebedîce

Kaldır başını biraz
Bitmek bilmiyor sendeki naz
Sen de bir şeyler yaz
Seninle acı yaşatmam, yaşayamaz

Gözlerken yolunu
Özlüyorum kokunu
Arkadaştan ötesi olmaz
Dondurdum ben solumu

Yazmaktan yoruldum
Kaldıramıyorum kolumu
Yandı bitti aşk tohumu
Biliyorduk ki sonunu...

Anlar oldum tonunu
Sesin yetiyor artık
Anlamaya sorunu;
Bıraktım, çoktan geri teptim aşk yolunu...

Üç dilek hakkım olsaydı;
Seni dilerdim
Huzur dilerdim;
Bir de senden özür dilerdim..

Önyargıların, üstümdeki tozlar
Üflesen uçacaklar
Nefesine kıyamadım ben
Bırak, öyle kalsınlar...

Keşke üfleseydin bir kere
Pişman mı olacaktın ki
Zarar mı alacaktın ki;
Toz altındaki süslü sehpayı görünce...

Evimin perdeleri dışarıda asılı
Hepsi önyargı, hepsi itici yapı
Perdelerle kaplı hayatımın her yanı
İtseydin kenara keşke, önyargıları...

Belki sızardı çime, iyiliğin ışığı
Belki dolardı nefesime; zihninin ısısı
Belki kalmazdı ikimizin; derdi tasası;
Fakat bil ki arınırdı kesin; hayatın kiri pasağı...

Ben aşmak istedim, sana olan her yasağı
Ben aşkla geçtim, sana giden her basamağı
Bir tek sizi tanıdım; gerçeklerin tanıkları
Yapan bendim, keşke izin verseydin sarmama o yaraları...

Çabuk geçtim yolda, üzgün her küslük durağı
Belki benimkilerle bitti hakkı, kalmadı molası
Sana güvendiğim kadar güvenmezsen kalmaz şansı
Dostluğumuz ölür gider, Hak biter kalmaz olasılığı...

Düşlerken sen gibi okyanusu, bardak kadar aşkımla
Diyordun “Ben n’apayım bu şaşkınla”
Dertler başlardan aşkın da
Devâ bulmak mucize; bu baskının altında...

Övünmek isterdim bu olaylar ile
Dövünüyorum şimdi davranışlarım ile
Boşa üzmüşüm her ikimizi de
Ey dost; Cehennem benim, insanlık senin olsun affet de

Kurtulamayız birbirimizden diyordum
Zincire makas da vurulurmuş
Hiç hata yapmam diyordum
Bir tanesiyle dostluk yok olurmuş...




Tuzaklar vardır hayatta
Tazesi ayrı yaralıyor ya
İkiyüzlü dünyada
Kaçmak ne fayda...

Bana ister serseri de
İstersen de hayta
Hakaret sözde rahatlatsa da
Göstermiyor hiç fayda...

Ellerim hep boş kalıyor
Varım yoğum dostlarıma kurban
Bunlara değil, sevgiye muhtacım ama
Sırf geçmişe kulak veriyor senin vicdan

İstediğini yap bana ne olur
Ama susmak koydu bana billur billur
Serinletmiyor yağmurlarımı hiç
Buzdan mızraklar gibi yağan yağmur...

Ellerimde kirlendi sana atarken çamur
Sen sebepsizce bakıyordun mahmur mahmur
Kedi ulaşamadığı ciğere mundar der ya
Benimki de o hesap, Ey ay parçalı nur...

Çekme önüme sessizlikten bir sur
Ne olur ben gibi yapma, Davranmadan önce bir dur
Kaşınan bendim, sen üzülme ne olur
Yaklaşmadım hiç sana; Dedim laf-söz olur...

Bilmem ki biz neden uzağız
Neden sanki dost kalamayız
Kaypak de,  Şerefsiz de
Ama söyle, neden barışamayız...

Bil ki her hâlükârda salağız
Biz özür diledikçe akıllıyız
Hepimiz birer karatahtayız
İnciterek karaladım da... Silmeme izin yok.

İstediğin kadar kaç benden
Özrümü kabul bile etmesen
Arkadaşımı üzmekten;
Kabir azâbından beterim ben...

Önüne özrümü koyma yolunda
Yazar da doldururdum kitaplara
Ulaşırdı dağların boyutuna
Yine bir perde oluşurdu aramızda, kapardı önümü ki...

Yalnızlığın sonsuzluğunda ışıksın
Tünelin sonuna koşturuyorum
Affedilmek öyle koyuyor ki
Her an, her gece vicdan ağlatıyorum

Saklan da arayayım seni,
Şiirlere boğayım seni
Yeter sen istesen ki
Barışmaya iki tebessüm yeter...

Belki bir kalp büyük sever
İçinde tutamaz da olur heder
Boynuna çekip de ipten kemer
Sonsuzluğa doğru yola gider...

Koruyayım dostlarımı siper siper
Bendeki değerin ölmeme yeter
Böyle, ben gibi, eşeğe vurmalı semer
Belki ölünce dostlar ardımızdan toprak döker...

Bilmem; anlamıyorsun, anlamıyorlar
Kimler öğrense; sövüp, geçip gidiyorlar
Söyle bana, hiç dinleyenim mi var?
Pişmanlık en büyük keder, böyleyken...

Dünya bana dar geliyor,
Herkes içinde ezip geçiyor
Kim, söyle! Yalnızlık bâki bana
Çekiyorum ızdırap payidar...

Bırak arkadaşın olayım Nagihan
Eşin benzerin yok dolaşsan
Senin için aşarım “Yedi Cihan”
Değer hangi belaya bulaştırsan...

Bir dünya gibisin
Sadece çok âni davranışların
Doğan bir güneş gibisin
Sadece gölgelenebilir bu ışığın...

Birkaç dost bulabildim sadece,
Onlar için az bile; Bu kadar hece
Hatalar düşünülür; her gündüz, her gece
Çözeni olmayan bir hayat, bir bilmece...

Kalmadı insanlık, dinleyen eden
Bir tek siz varsınız buna değer veren
”İlelebet sürsün dostluğumuz” diye isterken
Şîmarmıştım, kopuverdik hemen... Âniden...

Farkında değildik belki ama
Birlikte mutluyduk aslında
Bendim suçlu, şîmardım da,
Telâfiyi aramakla meşgûlüm hâlâ

Defteri kitabı attım bir kenara
Döndüm yine şiirden dünyama
Hayalken herşey güzel de
Göründüğü gibi dönmüyor dünya...

İkimiz de uysalız
Biraz da duygusal
Fakat anlayan mı var
Kesiliyor tutunduğumuz her dal

Hastalanacağız bu soğuklarda
İnsanlar hep barıştan uzaklarda
Tek isteğim şudur ki bu dünyada;
Gidersek dua edenimiz olsun arkamızda...

Bir Nagihan olsun,
Başımızda dursun,
Başkan Nagihan olsun;
Başka Nagihan olmasın...


Belki çok kavga edeceğiz
Çünkü ne sen; bensin
Ne de ben; sen
Ama karşında duruyor; Eskisinden farklı bir Ersen...

Sözüm yok kızmalarına
Erkenden darılmalarına
İhtiyacım var ağlamaya
Seni seçtim başımı yaslamaya..


Al, vur-kır, çıkar hıncını
Ama sonra kes hızını
İncinmesin daha çok
Aramızdaki arkadaşlık bağı...

Kanayan bir yara gibiyim
Kapanmak istesem de olmaz
Çünkü “Güneş”i görüyorum
Bana başka devâ olmaz...

İstersen eritiriz
Aramızdaki buzdan dağı
Ama çok ses çıkarma
Aşacak gücüm yok o devâsa dedikodu çığlarını...

Şiirlerden basamak yaptım
Sana yaklaşayım diye
Sana bir çift hata yaptım
Daha çok kovalayabileyim diye...

Yorulduk ikimiz de
Gel, geç şöyle gölgeye...
Yavaş yavaş dön geriye;
Geldiğimiz yolu tepelim

Birbirimize dost kalalım
Açılan yaraları saralım
Aynı düşünmeyiz hep ama
İyilik olacaktır yanımızda...

Gelmesin kimse kapımıza
Etki ederler duygulara
Tek emelim affedilmekti
Barışmak ödülüm gâliba...

Düşünmeye başlasam
Sen gelirsin aklıma
N’olur kızma bana, hâlsizim
Mürekkeple yazdığımı silgiyle mi sileyim?

Her yanım sendin
Engin bir deniz
Zar zor da olsa; ulaşınca yukarı
Senin içinde boğulmaktan kurtuldu kalbim...

Hatalar benimdiler
Anlayanlar sevindiler
Düşlemek zor değildi
Batarken kâğıttan gemiler

Fırsat aradım aylarca,
Çıkıp dağlara,
Anlatmak istedim gerçekleri
Bağıra çağıra..

Ama tıkadılar kulaklarını
Bilirsin anlatmak nedir sağıra
Onu bunu iteyim derken,
Seni de katmışım araya

Bulamadım ki son fırsatı
Oysa yoruldum araya araya
Çok mu zordu ki gözlerini açmak
Bizim yaptığımız; Oldu, arayı açmak..

Kızgınlık gürültülü derler
Söyle ne zaman bağırdım
Ben kocaman bir eşeğim
Seni ararken hep bağırdım

Şimdi ciğerim dağlandı,
Kalbim için için yanıyor
Kazıtmışken kökten, bedenimden
Gitti aklımın da bir yarısı

Seni hep bekledim
Ama bekleten de bendim seni
Delicesine sevdim seni;
Söyle n’apayım üzenleri, başta kendimi..

Durgun bir dalga gibi gözlerin
Ne zaman bana yaklaşsan,
O dalgalarda boğulmak istedim
Ama sadece hayalden ibarettim

Sırf itîbar için dostluğu terk ettim
Biliyorum, kör manyağın tekiyim
Rüyayı kâbusa çevirdim ya
Ben bilmem şu an ne âlemdeyim..

Seni üzdüm, zaten üzgündün
Daha da üzdüm, iyice büzüldün
Bunları öğrendikçe ölüyorum ben
Bilirim; bizi ben küstürdüm

Hep hatalıydım, sen de haklısın
Ne hata yaptıysam ispatladın
Ama bil ki cesaret bile etmedim;
Kim dedi tahtaya o kelâmı yazmışım?

Karaladım günlerce, tahtayı duvarı
Eksik etmedim elimden; kalemi kâğıdı
Dinledim hep yüreğimden gelen çağrıyı
Ama ben dilsizim, Deştim yine bu yarayı

Mahmuzlanmış at gibi koşturdum ben
Ne acılar çektik bilmeyiz birbirimizden
Ne ben bilirim seni, ne sen beni;
Olmanı isterim hatalarımın, affedeni...

Düştüm yine yollara;
Verdiğimiz arayı durdurmaya
Kaldığımız yerden devam edip
Yeniden arkadaş olmaya


Gözlerim kirlenmişti dolmayınca
Hatalar kedere bürüdü, dönüştü kapağa
Göremedik önümüzü çünkü;
Yalakalar oldu hep at gözlüğü

Gözlerim doluyor artık sebepleriyle
Hatalarımın gizemlerini çözdükçe
Değişiyor belki renkleri de
Gelmekte yerlerine gözümün feri de

Bil ki utanıyorum yanında ya da etrafında
Çünkü kızarırım hep anımsadığımda
Geçmişi... Hep güzel yanlarıyla
Değerlendirirken boğulurum kızıllığa

Dönüşü yok bunun, hayat kolonya gibi
Buharlaşır gider, ne kadar yoğunsa dibi
İçine kötülük kattım ben bunun
Buharlaşsın da kazınsın kötülüğün dibi..

Biraz bekledim öylece suskun
Bağırmaya kıyacak kadar değildim kızgın
Dibine vurmuşken efkâr-ül hüzn’ün
Benim için hep yağışlı bir güzdün

Düşündüm, hep düşündüm
Soğukluğumu fark ettiğimde hep üşüdüm
Ben ne gaddarmışım, anlayamadım güneşim
Senin suskunluğunla oldu sönüşüm..

Bölüyorum şimdi her uykumu
Yaşamak için her duygumu
Aşk sadece bir fikir değil
Ayrıca bir ritim uyumu

 Ama bunun için gerekenler var
Biraz güneş, biraz kar
Bir tane de iyisinden yâr
Sadâkâtten başkasına ne gerek var?

Tek sefer de olsa yanındaydım
Biraz olsun senin farkındaydım
Ne fayda, kıymetini yeni buldum
Yaptıklarımı duydukça hep kan kustum.




Ağlamak istiyorum pişmanlıktan
Ne de yoksunmuşum insanlıktan
Buldum ya’ doğru yolu,
Umarım güzel olur yolun sonu

Aşkı tattım ve seviyorum
Ama sadece seninle istiyorum
Senin sevmediklerini
Artık ben de sevmiyorum...

Bitti gitti, herşey, mazide kaldı
Artık önüme bakmak istiyorum
Belki geçmişten açıklayacaklarım
Birkaç da lâfım olur yine...

Tutunurken dal sanıp
Geçmişe bir ah yakıp
Önümüze yeni bir defter alıp
Yeniden tanışsak keşke

Bizim geleceğimiz tam mı
Bulunduğumuz ortam mı
Bir yol vardı da;
Ben kullanmadım mı?..

Haklar tükendi belki ama
Gemi yok diye yüzemez miyiz?
Her şey mümkün aslında da
Fırsatsız iken isteyemez miyiz?

Bıraktık artık istediğin gibi
Hedef bilmek kıymeti
Arkadaşlıkta ararken bunu
İncitmemek birbirimizi

Çok çok uzattım kıta sayısını
Ama beceremem konuşmayı
İfade ediş tarzım bu benim;
Gizleyemem konuşurken utanmayı

Kapanıp oturdum bir kenara
Dizeleri sıralıyorum sırf sana
Parça parça yazıldılar, biraz bozuk ama
Hepsi duygularımı anlatmak için yazıldı

Açıp okuman zaman alacak
Ama en azından benim içimde kalmayacak
Özrümü diledim, niyetimi biledim
Kötülükten kurtulmak istedim...

Kurtuldum sayende, daha iyiyim
Mutluluk paylaştıkça çoğalır,
Seninle de paylaşmak isterim
Belki gözyaşlarının yerini buhar alır

Bu dizelerden geriye ne kalır bilinmez
Sadece sana yolluyorum, kesilmez
Yolun gerisini kaybettik; dönülmez
Öndeki yollarda beraber miyiz, ayrı mı?

Duymak istediğim sadece bu benim
Ben seninle mutluyum, seninle sevindim
Senden önce çok ezildim
Hürriyeti sayende tattım, öğrendim...

Yanından ayrılmak istemiyorum
Sözler tükendi, ne derim bilemiyorum
Ben buyum, bilmeni istiyorum
Bu sefer kesin; Hata yapacaksam gidiyorum

Son olsun küsüşmelerimiz
Son olsun birbirimizi esirgememiz
Bitsin bu saçmalık, ben değiştim de
Seninle İnşallah kalırız temiz.




N
asıl anlatacağımı inan hiç bilemedim
Aşkım ilk defa böylesine sessiz kaldı
Gözlerim konuşamadı büyüleyici gözlerine
İnan uzanamadı ellerim, nârin ellerine
Haykırmak istedim sana olan sevgimi beceremedim
Anlatamadım aşkımı sana
Nasıl anlatacağımı bilemedim, çünkü sen ilktin…















AŞK TRENİ

Çeviririm kafamı göklere
Gözlerim yolunu hevesle
Raylar sallanır trenimde
Hatalar vagon olmuş; hep peşimde
Sanki tıkırdayan şey ray değil gibi
Edilen nasihâtleri andırdı sanki
O güzel ses, o nârin yüz kimdi ?
Vagonlar peşimde ama… Emeğim tek tecrübemdi
Değer bilemedim belki “Kader” raylarında
Sevdim aşkını tüm hayatımla
Dağlar çıksa dinlemek istemem, bırakırım ardımda
Yeter ki sen bozma huzurlu rahatını da…
Belki olabilecek son fayda
Hatalarla arttı aşkıma payda
Sarsılmalar azalıyor gibi altımdaki raylarda
Pişmanlık İstasyonu geride kaldı; Aşk Garı tam karşımda
Asılırım frene son umudumla
Yol kat ettik bir kere ta’ buraya
Niyetim vardır bura kalmaya
Son şans belki de bu.. Aşkı bulmaya !
Yol devam eder belki yayan da olsa
Ardındayım senin, yol karanlık da olsa
Gönlümdeki son ırmak da solsa
Susatmaz beni aşkının sarhoşluğunda..
Elimde fenerim, karşımdaki düşmanı kenara iterim
Zaman kaybına gerek yok, gerekirse iz sürerim
Ama ne senin gözünden yaş getirir, ne de birini üzerim
Ne yaparsam yapayım ki; Bil ki iyiliğine düşlerim

While flyin’ so high
I can’t give up to try
I don’t want to see your cry
I could be sly
But I’m not agent
I’m not tryin’ on be magnicifent
Do you want to classify
I can’t tell you my Love, lover
Who cares person who shy
My eyes always wet, when they’ll be dry
I’m rolling to deep, when I die ?!!
Which paradox in I’m walking to pay
Haven’t you anyhing to say
Who wants with me, play’n leave
I could be gave my Paradise
How-Much-I-Have !
Any torches of ignorance’s cave
I can’t escape from that ;
All the Fate’s Wave !..
When you cry, No words have to say
How can we each old days
I don’t care gossips in my way
Leave it alone, It’s my life
I dreamt it : You were my housewife
Roses was felling down from the high
You were shining, You were my light
My heart has slied
When you say ;
You’re a liar ! You always lied
I stopped to write
All af texts hidden to read
My heart said: “Think”, But think what ?..
You pushed me to die with one shot
My heart was hot, with you before the shot
I’m cutting now my communation with you
Be’coz I don’t want to fight
I try to hide my other side
But you didn’t listen, You’ve run out
Tell me; Didn’t you love me huh ?
Shhh.. I know you hate me, It’s my fault
We must’nt fall out, Don’t forget it :
We were very good buddies in the past,
We’ve sliced to parts, Be’coz I broke our trust


Escape from all the bad things
Run.. Run to her pink lips
Always keep The Peace
Become a Realist
Clean up the Black List
I wanna be kissed
Need on all scars fixed
We must see the Truth as naked
Become Determined
Undress tired, get your own soul
Wear your truths, Lies are cool
Don’t fool anybody
Keep calm buddy
It will be funny..


YOLCULUK

Kaçmak istemem baş koyduğum yerden
Vuruldu bu yürek sana ilk seferden
Arkada kalmak her zaman kötü; senden
Koşturuyorum, ayrılmayacağım peşinden
Bu kadar emek verdim, yol sonundan dönemem
Kaybetmek seni; yaraladı beni, Bu.. tek elimden gelen
Bakmaktan çekinmeyeceğim arkandan ben
Belki koşturacağım peşinden ist(er)£rsen
İnan bana benim için çok güzelsin sen
Görmezsem seni; Parçalar kopar kalbimden
Bil ki ne yaptıysam ben; Seni sevdiğimden
Bil ki utanırım yaklaşmaya; Seni üzdüğümden
Anla çekinip de korktuğumu dudağımı büzdüğümden
Bil ki kendimi affetmeyeceğim: Seni üzdüğümden
Yardım et de kurtar beni bu paradoks düğümden
İstersen kaynar su dök, ısıtıp al da güğümden
Yeter ki yaş gelmesin masmavi deniz gözlerinden
Ne olur süzülmesin yaş damlaları al yüzünden
Bıktım artık aşkın kışından, güzünden
Sensiz bil ki kötüyüm; Hep mutsuzum ben
Seni sevdiğimi nasıl çıkarsam ki bilemem gönlümden
Bakmaya çekinirim; güzel diye yüzünden
Belki çok yanıldım da döndürdüler sözümden
Aç kapını pişmânım; eylediklerim yüzünden
Yeller eser yerinde, efkâr akar gözlerimden
Ben buna alıştım ama… Kaçmıyor hiç kalemimden
Gönlümden kopanları kâğıda geçiririm sadece ben
Ürküyorum bazen, Senin güzel sesinden
Belki bir şans çıkar, aşkımın deri kesesinden
Belki kar taneleri süzülür, aşkımın beresinden
Belki bir kalp büzülür, soğuk bedenimden
Ölü gibiyim her gün: Senin güneşinden mahrúmken
Alevler içinde yanar gibi sıçrarım yerimden
Uzak kalmak çok kötü gelir bana: Ay yüzünden
O kadar deli gibi çarpınıyorum, kalbim fırlayacak yerinden
Ne olur Tanrım, umudum büyük bu seferden
Bilirim yürümez “Sâdık” iş tez elden
Mahrúm eyleme beni Bu Güzelden
Uzak tut ne olur bize zararı gelecek elden
Bil ki vuruldum ona ben.. -“Âniden”-
Bil ki adın çıkamaz, sorumlusun kalbimden
Ben sana gümüş tepside sundu isem: değerinden
Kabul et ne olur beni: Hasret bitsin keşke hemen
Kalem benim tek çârem, düşmüyor ki elimden
Sensiz kaldığım an ben: Şiir bitmeden kalkmam yerimden
Rüzgarlar dağıtsın saçını, essin ki biraz serinden
Sarılıp da ısıtayım ben, Kokuna doymak isterim ben..
Tabî izin verirsen, bir şansa lâyık görürsen
Nasıl yaparım bilmem ama; Çıkmam doğru sözünden
Yeterince acı çektim ki ben zaten bu meretten
Evet.. Hüzünden, İnsanın içini yiyip kemiren
Aç kollarını geleceğim, tutacağım ellerinden
Farklı olacak eminim: Bir öncekinden..
”Şahâne” zamanlarımız olduğu için sana “Şükran” borçluyum
Ben senin uğrunda yol alan bir yolcuyum...
                                                                            


Kayboldum bir çölün sonsuzluğunda
Seraplarda aradım seni susuzluğumda
İçtim de biçtim hataları su sanıp
Anlayamadım gözlerinden yaşlar aktığında

Ne kadar çok saçmalamışım meğer
Biçilmez sana da sevdana da değer
İster yüküm ol, ister vur sırtıma bir semer
Bir eşeklik ettim, affet : Bu Son Sefer…

Anlaşılan kötü bir deneyimdi
Ama kötü de olsa emeğimdi
Beceremedim belki ama
Seni kazanmak tek emelimdi
Cefâsını ben çekeyim de
Sefâsı sana kalsın elbet
Bana yer yurt fark etmez
Sen ol yeter ki; İster Çin, İster Tibet
Kaldım ki ben tek başıma
Bilmem ne işler açtım başıma
Bu eline ulaşırsa şaşırma
Sabrına hayranım, sığınırım affına
Ey dost dediğim eller
Gitti gül gibi sözler
Bil ki bu kul seni gözler
Çöktüğünde yükü üstlendi bu dizler
Taşımaya kalktı bu dizeler
Belki tek bendim üzen ama
Bil ki onlar da üstümdeydiler
Çeken bendim belki bu yükü
Ağırlığı etmedi acı keder
Anca derdi biner…

Bu kez kalem senin elinde
Yüreğin varsa yazarsın (-Bakma öylece-) 
Sen çoğu şiirimin başı oldun' da bu şairin sonu.! 
Şimdi al kalemi bu kez de ben olayım konu.!


------------------------------------------------------

İşte böyle sürüp gider konu
Ne başı bilinir, ne de sonu
Kalemi kuşan da gel yanıma
Gel anlatalım dizelerle; Sonsuz mutluluğu...

Ersen Filiz, Şair/Java Coder. İletişim : Twitter: @Ersenizma

4 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Borgata Hotel Casino & Spa - JTM Hub
    BORGATA HOTEL CASINO & SPA in 아산 출장마사지 Atlantic City NJ at 1 Borgata Way, communitykhabar Atlantic City, 상주 출장마사지 NJ 08401. Get Directions 제천 출장안마 · Rating 광명 출장안마 · ‎857 reviews

    YanıtlaSil